C. SGK TARAFINDAN KARÅžILANMAYAN İLAÇ VE CİHAZLAR İÇİN YAPILMASI GEREKEN HUKUKİ İŞLEMLER
SGK tarafından karşılanmayan ilaç ve tıbbi cihazlara iliÅŸkin süreç, yalnızca bir idari baÅŸvuru deÄŸil, aynı zamanda titizlikle yönetilmesi gereken çok katmanlı bir iÅŸlemdir. Bu aÅŸamada en önemli nokta, ilk adımın mutlaka SGK’ya yapılacak yazılı baÅŸvuru olmasıdır. Çünkü SGK’nın vereceÄŸi yazılı yanıt, sürecin ilerleyen aÅŸamalarında “idari iÅŸlem” niteliÄŸi taşıyacak ve dava açılabilmesi için gerekli yasal zemini oluÅŸturacaktır.
​
1. Yazılı Başvuru Aşaması
​
İlk yazılacak dilekçe, ilacın veya cihazın tüm tedavi süresi boyunca SGK tarafından karşılanması talebini içermelidir. Bu talep net, kesin ve açık biçimde ifade edilmelidir. Belirsiz ifadelerden, “uygun görülmesi halinde” ya da “duruma göre” gibi koÅŸullu cümlelerden kaçınılmalıdır. Çünkü idare hukukunda bir iÅŸlemin iptali istenebilmesi için, ortada açık bir idari iÅŸlem —yani açık bir ret— bulunmalıdır. SGK’nın verdiÄŸi yazılı cevap da bu idari iÅŸlemi oluÅŸturur. EÄŸer talep belirsizse, SGK’nın vereceÄŸi cevap da yoruma açık olur ve bu durum ileride dava açılmasını güçleÅŸtirir.
Dilekçenin içeriÄŸinde en çok dikkat edilmesi gereken nokta, tıbbi gerekçelerin hastaya özel olarak yazılmasıdır. Her hastanın klinik seyri, tanısı, tedaviye yanıtı, geçmiÅŸte kullandığı ilaçlar, hastalığın evresi ve alternatif tedavi seçenekleri farklıdır. Bu nedenle her dilekçe o hastanın özel durumu dikkate alınarak düzenlenmeli; hastaya ait tüm tıbbi bilgiler doÄŸru ve eksiksiz ÅŸekilde belirtilmelidir. Genel ifadelerle yazılmış dilekçeler SGK’ya yapılan baÅŸvuru bakımından hukuki bir sorun doÄŸurmayacak olsa bile davayı inÅŸa sürecinde ve davanın seyrinde birçok sorunla karşılaşılabilir.
2. BaÅŸvurunun Sunulma Åžekli
​
SGK’ya yapılacak baÅŸvurular, hem geçerlilik hem de zaman açısından dikkatle hazırlanmalıdır. BaÅŸvurular PTT aracılığıyla iadeli taahhütlü posta yoluyla yapılabilir; ancak ilaç ve cihazların çoÄŸunun hayati önem taşıdığı göz önüne alındığında, KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) sistemi üzerinden yapılması çok daha saÄŸlıklıdır.
KEP kullanımı hem iÅŸlemleri hızlandırır hem de baÅŸvuru sürecinin ispatını kolaylaÅŸtırır. Çünkü KEP sistemiyle gönderilen dilekçelerde hem gönderim tarihi, hem teslim zamanı hem de içerik bütünlüÄŸü resmî olarak kayıt altına alınır. Böylece SGK’nın “evrak elimize ulaÅŸmadı” veya “cevap süresi baÅŸlamadı” gibi savunmalarının önüne geçilmiÅŸ olur. Bu nedenle KEP üzerinden baÅŸvuru yapmak, hem zamandan hem maddi açıdan avantaj saÄŸlar.
​
3. Endikasyon Dışı Kullanım Başvurusu
​
Bazı ilaç veya tıbbi cihazlarda, SGK tarafından karşılanabilmesi için “endikasyon dışı kullanım baÅŸvurusu” yapılması gerekir. Bu baÅŸvuru, SaÄŸlık Bakanlığı’na baÄŸlı olan ancak idari olarak özerk bir yapıya sahip TİTCK (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) tarafından deÄŸerlendirilir. Endikasyon dışı baÅŸvuru, ilacın ruhsatlı endikasyonları dışında fakat bilimsel olarak zorunlu görülen durumlarda hastaya uygulanabilmesi için alınan özel bir onaydır.
Bu baÅŸvurunun yapılması hekimin sorumluluÄŸundadır; ancak her hekim, her ilaç için bu sürecin teknik ayrıntılarını bilmek zorunda deÄŸildir. Bu nedenle uygulamada sıkça karşılaşılan durum, SGK’ya yapılan baÅŸvuru sonrasında kurumun ÅŸu ÅŸekilde bir cevap vermesidir:
“İlgili ilaç için hekim tarafından endikasyon dışı kullanım onayı alınması gerekmektedir.”
Bu ifade, açık bir ret cevabı deÄŸildir. SGK, burada hastaya doÄŸrudan “hayır” dememekte; yalnızca ilacın bedelinin karşılanabilmesi için öncelikle TİTCK onayının alınması gerektiÄŸini belirtmektedir. Dolayısıyla böyle bir durumda dava açılmadan önce müvekkile bilgi verilmesi ve hekimine yönlendirilerek gerekli endikasyon dışı kullanım baÅŸvurusunun yapılmasının saÄŸlanması gerekir. Bu yazı cevabına istinaden Kurum İşleminin İptali istemli dava açılması halinde dava reddolunacağından dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husustur.
4. SGK Cevabı ve Dava Açma Åžartı
​
SGK’nın yazılı olarak verdiÄŸi cevap açık bir ret içeriyorsa, bu cevap idari iÅŸlem niteliÄŸi taşır ve dava açma süresi baÅŸlar. EÄŸer 30 gün içinde hiçbir cevap verilmezse, bu durumda zımni ret oluÅŸur. Her iki durumda da dava açılabilmesi için baÅŸvurunun yapıldığına dair belgeler —KEP çıktısı veya PTT alındısı— mutlaka saklanmalıdır.
5. Yetkili Mahkemenin Belirlenmesi
​
Dava açılırken en önemli konulardan biri yetkili mahkemenin doÄŸru belirlenmesidir. SGK’nın bazı illerde birden fazla birimi bulunur ve bu birimlerin adresleri birbirinden farklı olabilir. ÖrneÄŸin kanser ilaçlarına iliÅŸkin deÄŸerlendirmeyi yapan birim ile tebligatı yapan birim farklı yerlerde olabilir. Böyle bir durumda yetkili mahkeme, tebligatı yapan birimin bulunduÄŸu yer mahkemesidir. Çünkü yetki, iÅŸlemi yapan deÄŸil, iÅŸlemi tebliÄŸe çıkaran birim esas alınarak belirlenir.
SGK genellikle davalara yetki itirazı ile baÅŸlar. Bu nedenle dava dilekçesinde, neden o yargı çevresinde dava açıldığı gerekçesi ile açıklanmalıdır. EÄŸer bu gerekçe açık yazılmazsa, mahkeme süreci gereksiz yere uzar, dosya yetkisizlik nedeniyle baÅŸka yere gönderilebilir ve hasta açısından zaman kaybı yaÅŸanabilir. Bu gecikme, özellikle kullanılması hayati önemi haiz ilaç ve cihazlarda geri dönüÅŸü olmayan sonuçlara yol açabilir.
6. Görevli Mahkemenin Tespiti
​
Görevli mahkemenin belirlenmesi de büyük önem taşır. 5510 sayılı Kanun’un yürürlüÄŸe girmesinden önce devlet memuru statüsündeki kiÅŸiler için idare mahkemeleri görevliyken, bu kanunun yürürlüÄŸe girmesinden sonra görevli mahkemeler iÅŸ mahkemeleri olarak belirlenmiÅŸtir. Ancak her davanın konusu ve tarafın statüsü farklı olabileceÄŸinden, dava açılmadan önce güncel yargı kararlarının incelenmesi ve görevli mahkemenin doÄŸru tespit edilmesi gerekir.
7. İhtiyati Tedbir Talebi
​
SGK tarafından karşılanmayan ilaç veya cihazlarla ilgili davalarda en önemli aÅŸamalardan biri ihtiyati tedbir talebidir. Çünkü bu ilaç ve cihazlar genellikle hastanın yaÅŸamı açısından kritik öneme sahiptir ve dava süreci sonuçlanana kadar geçen süre boyunca hastanın tedaviye eriÅŸimi saÄŸlanmalıdır.
Rapor, reçete veya bilimsel görüÅŸ olmadan da dava açılması mümkündür; ancak mahkemenin ihtiyati tedbir kararı verebilmesi için “yaklaşık ispat” ÅŸartı aranır. Mahkemeler bu koÅŸulun oluÅŸup oluÅŸmadığını deÄŸerlendirirken özellikle heyet raporu, ilaç veya cihaz için düzenlenmiÅŸ uzman raporu, bilimsel görüÅŸ gibi belgeleri arar. EÄŸer bu belgeler dosyada yoksa mahkemeler genellikle önce bilirkiÅŸi raporu alır, ardından tedbir talebini deÄŸerlendirir. Bu da hastanın yani müvekkilin ilaca eriÅŸiminin gecikmesine neden olur.
Bu nedenle dava dilekçesi hazırlanırken, ihtiyati tedbir talebi mutlaka dilekçede yer almalı ve hastanın tıbbi durumu detaylı bir biçimde açıklanmalıdır. Hastalığın türü, tedavinin süresi, ilacın veya cihazın kullanılmaması durumunda ortaya çıkabilecek hayati riskler, alternatif tedavi seçeneklerinin neden yetersiz kaldığı, varsa ilaç veya cihazın baÅŸka bir ülkede standart tedavi olarak kullanıldığı gibi tüm tıbbi gerekçeler açıkça yazılmalıdır.
8. Mahkemelerde Sık Görülen İşleyiÅŸ Hataları
​
Bu tür davalarda, davalar ihtisas mahkemelerinde görülmediÄŸinden ve kalem memurları ve dahi hakimin tıbbi bilgisi yeterli derecede olmayabildiÄŸinden mahkemelerde bazı iÅŸleyiÅŸ aksaklıkları sıkça yaÅŸanır. En yaygın olanı, Türkiye’de SGK’ya karşı açılan bu tip davalar genellikle kanser ilaçları ile ilgili olduÄŸundan dava konusu ilacın doÄŸrudan onkoloji ilaçları ile karıştırılmasıdır. Oysa hastanın rahatsızlığı endokrinoloji, nefroloji, kardiyoloji ya da baÅŸka bir branÅŸa ait olabilir. Bu durumda mahkeme tensip zaptında yanlışlıkla onkoloji bölümüne müzekkere yazabilir. Böyle bir durumda avukatın derhal dilekçe ile müdahale etmesi, hastanın tedavi gördüÄŸü hastanenin doÄŸru branşına müzekkere yazılmasını talep etmesi gerekir.
Aynı ÅŸekilde duruÅŸma sırasında bilirkiÅŸi atanması talep edilirken, hastanın hangi bölümde tedavi gördüÄŸü de açıkça belirtilmelidir. Aksi halde mahkeme dosyayı yanlış branÅŸtaki bilirkiÅŸilere gönderebilir ve bu durum büyük bir zaman kaybına yol açar.
9. Avukatın Dikkat Etmesi Gereken Noktalar
​
Bu süreçte avukatın en büyük sorumluluÄŸu, hem idari hem hukuki hem de tıbbi detayları eÅŸ zamanlı takip etmektir.
Avukat, yetkili mahkemeyi doÄŸru belirlemeli, gerekçesini dilekçede açıkça yazmalı, dava dilekçesini eksiksiz belgelerle desteklemelidir.
İhtiyati tedbir talebi dava dilekçesiyle birlikte yapılmalı; ayrıca hastanın tıbbi durumu, kullandığı ilaç veya cihazın önemi, alternatiflerin yetersizliÄŸi gibi unsurlar dikkatle açıklanmalıdır.
Tüm belgeler, raporlar ve tıbbi görüÅŸler dosyaya zamanında sunulmalı; dava sürecinde mahkemenin tıbbi ve farmakolojik bilgi eksiklerinden kaynaklı hatalı kararlar kurmaması için mahkeme iÅŸleyiÅŸi sürekli takip edilmeli ve gerektiÄŸinde dilekçe ile bilgilendirilmelidir.
Bu titizlik gösterilmediÄŸinde davanın uzaması, yetki uyuÅŸmazlıkları, bilirkiÅŸi hataları gibi sebeplerle sürecin gecikmesi mümkündür — bu da hayati tedavilerin aksamasına ve dahi müvekkilin süreç içerisinde hayatını kaybetmesine neden olabilir.
Bu nedenle SGK tarafından karşılanmayan ilaç ve cihazlarla ilgili hukuki süreç, yalnızca bir dilekçenin yazılmasından ibaret deÄŸildir. Her adım, hastanın yaÅŸam hakkı ile doÄŸrudan baÄŸlantılıdır. Sürecin her aÅŸaması dikkatle yürütülmeli, tıbbi gerekçeler kiÅŸiye özel olarak yazılmalı, baÅŸvuru net ve açık yapılmalı, yetkili mahkeme doÄŸru seçilmeli, tedbir talepleri geciktirilmeden sunulmalıdır.